Geleneksel Bakırcılığın Son Temsilcileri
Çorum'un Osmancık ilçesinde, yöresel bakırcılık geleneğini yaşatan iki usta, Hasan ve Ali, yarım asırdır mesleklerini sürdürüyorlar. Güney Mahallesi'ndeki dükkanlarında, her sabah erkenden ocaklarını yakıp, bakır eşyaların tamir ve bakımı, kalaylanmasıyla uğraşıyorlar. Nadiren de olsa sipariş üzerine yeni bakır ürünler de üretiyorlar. Çekiç seslerinin yankılandığı sokakta, bu iki emektar usta, geleneksel yöntemlerle çalışmaya devam ediyorlar. Onların ellerinde, nesiller boyu süregelen bir sanatın son temsilcileri olarak, bakırın sıcaklığı, işçiliğin inceliği ve geçmişin izleri birleşiyor. Bu zanaatın geleceğinden endişe duyan ustalar, mesleklerini devam ettirebilecek genç ustalar yetiştiremedikleri için üzgünler.
Yılların Tecrübesi, Azalan İşler
67 yaşındaki Hasan, ilkokuldan sonra babasının izinden giderek 13 yaşında kalaycılığa başlamış. 54 yıldır kendi dükkanında çalışıyor. Eskiden bakırın yaygın olması nedeniyle işlerin daha iyi olduğunu, ancak son yıllarda çelik ve diğer metallerin tercih edilmesiyle işlerinin azaldığını anlatıyor. "Eskiden bakır çoktu, neredeyse herkes kullanıyordu. Çok iş vardı. Şimdi ise tamirat, tadilat ve semaver işleriyle geçinmeye çalışıyoruz," diyor. Çeliğin bakırdan ucuz olmasının tercih sebebi olduğunu, ancak bakırın sağlığa daha faydalı olduğunu ekliyor. Hasan, mesleğin tamamen yok olmasından endişeli ve kendilerinden sonra bu mesleği sürdürecek kimse kalmamasından büyük üzüntü duyuyor. Yaşına rağmen mesleğini öğretmek istiyor, ancak çırak bulamıyor.
Bir Mesleğin Yok Olmaması İçin Mücadele
75 yaşındaki Ali ise 11 yaşında çırak olarak başladığı kalaycılık mesleğini 64 yıldır sürdürüyor. Emekli olmasına rağmen mesleğinden vazgeçemiyor. "Çelik, plastik, alüminyum çıktı, meslek öldü," diyor üzüntüyle. Ancak yine de mesleğini çok sevdiğini belirtiyor. Alişan ve Hasan gibi ustaların hikayeleri, geleneksel zanaatların yok olma tehlikesini ve bu değerli mesleklerin korunması için yapılması gerekenleri gözler önüne seriyor. Osmancık'ın bu iki ustası, yaşayan bir miras olarak, geçmişle gelecek arasında köprü kurmaya çalışıyorlar. Onların varlığı, Çorum'un zengin kültürel dokusunun bir parçası.